İyotkokusu.com
Hoş geldiniz!
HAYVAN ÇİFTLİĞİ
Kitap adı: HAYVAN ÇİFTLİĞİ
Yazarı: George ORWELL
Hazırlayan: Murat TEKİNEŞ
Eşitlik kandırmacası üzerine yazılmış bir Fabl-peri masalı...Hayvanların üstünden anlatılması ise en müthişi... Önemli olanın ''GÜÇ'' olduğu gerçeği ve bu hiçbir zaman değişmeyecekmiş gibi bir izlenim ediniyorsunuz bu kitaptan...Gerçek bir eşitliğin insan denilen her türlü duyu ve haz duygusu ile donatılmış varlığın kendi arasında olamayacağını, hayvanlar arasında bile eşitlik olmuyormuş gibi anlatabilmek, hakikaten çok büyük bir ustalık !..
Hırslarınızı ve ihtiraslarınızı denetleyemediğiniz noktaya geldiğiniz anda, ego isimli camlı dış bina asansöründe en üst katlara gelmiş oluyorsunuz ve sistem orada hata veriyor zaten...
Orwell büyük bir yergi ve kara mizah ustası bence; 1984 romanındaki kara-ütopyasıyla bunu kanıtlamıştı ama bu kitabında anlattığı fabl-peri masalı ayrı bir yere oturtuyor bu alanda ustayı...
Hayvanlar arasında dahi lidere hep tam inanma ve körü körüne bağlılık isteniyor? Sorgulamamak, düşünmemek gerekir ki saf beyinler yorulmasın ve uyanmasın...
BÜTÜN HAYVANLAR EŞİTTİR
AMA BAZI HAYVANLAR
ÖBÜRLERİNDEN DAHA EŞİTTİR.
İşte kandırmacanın özeti olan bu tablo, her yerde önümüze çıkıyor. Dünya ve insanlık varoldukça çıkmaya devam edecektir de...Hep gücün yönetimine talip olmak, hep elit bir zümre yaratmak, hep ihtişam içinde yaşamak isteği...Bu erk'i elinde tutabilmek ise ayrı bir meziyet gerektiriyor...ve en sonunda da beklenen tiranlaşma?..Yarı kutsal liderlik dediğimiz şey; yaratılmışın ilahlaştırılması olayıdır!
Kitaptan alıntı:
Çiftlik artık daha zeginleşmiş, daha iyi örgütlenmişti; Ama yel değirmenlerinden elektrik üretimi için hiç yararlanılmamıştı. Un öğütmekte kullanılan değirmen oldukça iyi para getiriyordu. Şimdi hayvanlar var güçleriyle bir yel değirmeni daha yapmaya çalışıyorlardı. Söylenenlere bakılırsa, bu yeni yel değirmeni tamamlandığında dinamolar takılacaktı. Ama elektrik ışığıyla aydınlatılan, sıcak ve soğuk suyu eksik olmayan ahırlar ve haftada yalnızca üç gün çalışmak gibi, bir zamanlar snowball'un hayvanlara ballandıra ballandıra anlattığı düşler artık belleklerden silinmişti. Napeleon, bu tür düşüncelerin, hayvancılığın ruhuyla bağdaşmadığını açıklamıştı. Önder'e göre gerçek mutluluk, çok çalışmak ve yalın yaşamakta yatıyordu. Yani hep bana rab bana, bu arada çiftlik gittikçe zenginleşmiş, ama her nedense hayvanların hayat koşulları hiç değişmemişti; tabii domuzlarla köpekleri saymazsak.
Öteki hayvanlara gelince; gördükleri kadarıyla, hayatlarında pek değişen bir şey yoktu. Çoğu zaman karınları açtı, samanların üstünde yatıyorlar, sularını gölcükten içiyorlar, tarlalar da çalışıyorlardı; kışın soğuktan donuyorlar, yazın da sineklerin saldırısına uğruyorlardı. En yaşlı olanları Benjamin'e göre, açlık, zorluk ve hayal kırıklığı hayatın değişmez yasalarıydı...
okuyarak düşünmeniz dileğiyle...
CAN yayınları
18/03/2015
Yorumlar - Yorum Yaz