• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

İyotkokusu.com

Hoş geldiniz!

Edebiyat Köşesi
Saat
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.413134.5510
Euro36.357136.5028
Site Haritası

SALTANAT ÇAĞI'NIN MAHVEDİCİ VİRÜSÜ; ŞİRK ! 2 '' ŞİRK'İN TÜRLERİ ''


www.iyotkokusu.com/Edebiyat köşesi 

         

                                                        SALTANAT ÇAĞI’NIN MAHVEDİCİ VİRÜSÜ; ŞİRK !  2

                                                              '' ŞİRK’İN TÜRLERİ ''


 
Virüse Karşı Bilinçlenmek;

‘’Şirk gece karanlığında siyah kaftanın siyah tüyleri arasında yürüyen karıncanın sessizliği içinde yol alır.’’  Hz.Muhammed

En büyük din rehberi Kur’an’ın da bize gösterdiği gibi bu adına şirk denen ve imanı mahveden virüsü bulaştıranlar nedense hep din temsilcileri olagelmiştir. Allah neden Kur’an da bu din temsilcisi şirk cambazlarından çok fazla bahsediyor? Hiç düşündünüz mü? Çünkü; şirk’i Kur’an’ın anlattığı ,gösterdiği gibi tanımazsak, islamı da Kur’an’ın anlattığı ve gösterdiği şekilde anlayamayız. Bu da dinde yozlaşmaya sebep olur. Tabiatıyla bu yozlaşma o dini samimi olarak yaşamak isteyenleri şirk'e bulaştırır! İmanlarını mahveder!

Bu virüsü alt etmenin tek yolu ve açık formülü, kelime-i tevhid’ te saklıdır.Ne diyor formül bize; ’’La ilahe illallah’’ yani; Allah’tan başka İlah yok! =Sadece Allah var! Bu formülü her şeye uygulayabilirsiniz…

Mesela; ’’Hiç kimse için namaz yok, sadece Allah için namaz var. ’’,’’Hiç kimseye secde yok,sadece Allah’a secde var.’’ Formül sizce de çok açık değil mi? Allah Kur’an da ateizm’den daha fazla şirk’ten, onun getirdiği sahte ilahlardan ve bunlara kul olanlardan bahsediyor. İyiki de bahsediyor ya bahsetmeseydi ne yapardık o zaman? Sadece peygamberler anlatabilir miydi bize şirk'i? Allah’ın anlattığı gibi olur muydu bu? Olmazdı tabi ki…

‘’Hakikat şu ki,Allah,kendisine ortak koşulmasını/şirki affetmez ama bunun dışında kalanı/bundan az olanı dilediği kişi için affeder.Allah’a şirk koşan dönüşü olmayan bir sapıklığa dalıp gitmiştir.’’  Nisa/48,116 

Allah’ın getirdiği din, ibadetler ve tespihler dini değil de zulme, din talanına, tağutlara, haksızlığa ve de şirk’e karşı çıkan bir dindir… Zaten tarihte de gerçek dindarların savaşları ateizm ve dinsizlikle değil de hep bu dinci şirk kodamanlarının dayattığı argümanlar diniyle yani şirk ile olmuştur.

1-EN SİNSİ VE EN BÜYÜK ŞİRK ; RİYA!

‘’Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol’’ Mevlana Celaleddin

Mevlana’nın da dediği gibi olduğun gibi görünüp günah işlemek, sahte bir maskeye bürünüp sevap işlemek gafletinden yeğdir. Riya; gizli-maskeli şirk'tir. Hatta şirk'in en tehlikeli ve korkutucu boyutudur. Bir tebessümün, bir tutam kılın, iki rekat namazın yada bir metrelik bir çaputun arkasında saklanabilir riya…Riyakarlık batağına saplananlar en onursuz insan tipleridir. Riya Allah’a oyun oynamaktır!

Riya; görmek anlamına gelen ru’yet kökünden türemiş bir kelimedir. Dolayısıyla riyakarca yapılacak bir ibadet , insanı görsünler diye bir davranış içine iter ve ibadetinin karşılığı olmayacağı gibi ümit ve bekleyişi de silinir. Ama samimiyetle işlenen günahlarda ümit ve bekleyiş hep vardır. Çünkü günahını ve eksiğini bilen kulun ,Allah’ın karşısında boynu bükük kalacaktır.Bu da bir kurtuluş yoludur!

Riyanın en önemli vitrin yapma aracı namazdır. Çünkü namaz Müslümanın hayatındaki en yoğun ibadet şeklidir.Bir de ‘’mürai’’ var. Hatırlatılması gereken en tehlikeli şirk cambaz’ı tiplerinden biridir. Çünkü bu tip,riya’yı meslek edinmiş en şerir inanç tipidir. Kur’an da bunları en melun tip olarak gösterir bize,münafık en azından imansızlığı konusunda kendi içinde samimidir. Dışarıya karşı bunu  saklar ve imanlı görünür.Mürai;nitelikli bir müşriktir! Kendi içinde de hiç bir samimiyeti olmadığı gibi çıkar ve hesabına göre devamlı döneklik yapan bir kahpedir!

İşte Riya ve Riyakarlık böylesine imanı mahveden bir virüstür. İçimizde maske takarak dolaşmaktadır!

2-TARİKATLARIN DİNLEŞTİRİLMESİ; SAHTE PEYGAMBERLER

Tarikatlar, tasavvufu kullanarak basamak yaparak sahte din kurumsallaşmalarını tamamlamışlardır. Normalde ikisinin pratikleri birbirine hiç benzemez. Tasavvuf Kur’an'a mistik bir pencereden bakar. Tarikatlar ise bu pencereyi ve perdeyi çok rezil bir şekilde açar ve içeri girme cüretini gösterir. Nasıl mı? Oluşturduğu bu sahte din kurumlarında, Peygamberin tüm yetkilerini; Şeyh, Mürşid, Efendi adını verdiği aracı şeflerine yani yedek ilahlarına vererek…

İşte samimi dindarların imanlarının mahvına da sebep olan bu yedek ilahlar, isimlerinin önüne ve ardına (Hazret, Muhterem, Hoca efendi, Şah,Şeyh ) vb.gibi unvan ekleme zaafı da göstererek Hz.Muhammed’den bile üstün yetkilerle donatırlar kendilerini, kendilerince? Bilgi ve erdem yolunu bırakıp ta bu riya ve maskeli sahte din yolunu seçen cahil dindarlar, bu ülkede sahte peygamber denilen (şirk soytarılarının) merasimle cinsel organlarını öpüp, feyz bile aldıklarını söylemişlerdir.Hatta ayaklarını yıkadıkları suyu içip zemzem sevabı aldıklarını ileri sürerek hem imanlarını mahvetmişler hem de bu sahte din kurumlarının  ayakta kalmasına hizmet etmişlerdir? ’’Allah’a Teslimiyet’’ gibi Kur’an imanının omurgası dururken ’’ Mürşid’e teslimiyet’’ gibi kula kulluk etme cehaletinden Allah korusun bizleri!..

3-MEZHEPLERİ DİN HALİNE GETİRMEK; DİN TAMAMLAYICILAR ?

Burada ki en büyük tehlike de Mezheplere Hak sıfatı yakıştırmaktır. ’’Hak’’ kelimesi sadece Allah’ın ve Kur’an’ın sıfatıdır. Dolayısıyla bir beşer’e (yaratılmışa) veya onun yorumlarına verilemez! Verilirse eğer; O zaman din adına Hakikatı söyleme yetkisini belli kişilerin ve kurumların tekeline vermiş olursunuz ki, bu daha da kötüdür. Mesela; dört Hak mezhep demek bile bunların dışında Hakikatı hiç kimse söyleyemez, diğer mezhep inançları batıldır. Yok hükmündedir. Demiş olmakla kalmaz, o mezhep ulemalarını yanılmaz kabul ederek Allah’a ve Kur’ana karşı küfür’e düşersiniz. Bu da gizli şirkin ta kendisi demektir! Kur’an’ın en son inen ayeti aynen şöyledir;

‘’Bugün sizin dininizi kemale erdirdim,size verdiğim nimetimi tamamladım,size din olarak islam’ı seçtim de sizden razı oldum.’’    Maide suresi/3.Ayet

Bu ayet’e muhalefet  etmek sizce de sünnet ve mezhepten ibaret bir inanç sistemi olmaz mı? ’’Mezhepleri ilahlaştırmak’’ olmaz mı? Bahşedilen muhteşem akıl bu küfür’e kanmayacak kadar kusursuz aslında…

4-İNSANI (BEŞER’İ) RABLEŞTİRMEK; ŞİRK’İN EFENDİLERİ (ERBAB)

Rab:Allah’ın isim sıfatlarından biridir. Bir varlığı belirlediği hedefe aşama aşama götürmek için koruyup gözeten, besleyip doyuran, yönlendiren kudret demektir.

Erbab: Rab kelimesinin çoğuludur. Gerçek rabb’e karşı veya onun yanına yöresine konmuş sahte ilahlar kadrosudur. Amacı ise insanı rableştirecek bir ‘’ilahlar panteonu ’’oluşturmaktır. Mesela; Kureyş şirk kodamanları Mekke şirk panteonunun başına Allah’ı oturtmuşlardı. Bunlar Allah’tan asla rahatsız olmuyorlar onun yüceliğini,kudretini kabul ettiklerini itiraf ediyorlardı. Ama tek dertleri Allah’ın berisinden yedek ilahlar olarak edindikleri ’Aracılar, şefaatçiler ve Allah’a yaklaştırıcıların ’’yani şüreka’nın muhammed tarafından tanınmaması ve reddedilmesiydi…

İşte bu sahte rablerin belirgin özelliği Allah’a ortaklık tavrı içine girmeleridir. Bunu da din şemsiyesinin altına sığınarak ‘’kutsala hürmet’’ adı altında yaparlar ve örtülü şirkin kapısını açmış olurlar? Bunun adı da şirk dinidir…Nedir kutsala hürmet? Bu Panteon Müteahhitleri ilk olarak melekleri ikinci adımda ise peygamberleri rabler haline getirerek atarlar şirk panteonu’nun temellerini…

‘’Allah size meleklerle peygamberleri rabler edinmenizi emretmiyor.O size,Müslüman adını almanızdan sonra küfür mü emrediyor?’’ Ali imran suresi/80.Ayet

Bir de şu var; ben Kur’an falan bilmem benim mezhep imamım diyor ki veya efendimiz diyor ki derler bu panteon müteahhitleri; bunun adı da hürmetperestlik, şeyhperestliktir. Bu insan rabler’in başarılı olmasında ,Kur’anın da tağut diye andığı zalim ve baskıcı liderlerin yeri yadsınamayacak ölçüde önemlidir. Zaten bu tağutizm katletmedi mi hasan ile hüseyin’i? ’’Ashab’ın hepsi velidir. Hepside cennetliktir. ’’Sahabeyi rableştirmek te bu adımlardan biridir!

5-TAĞUTİZM ; İSLAM’A YAPILAN DEMOKRASİ DARBESİ !

Tağut: sözlük anlamı, ilahlaştırılmış azgın, sapıklık öncüsü, kahin, zalim hükümdar dır. Arap dilciler tağut’u, azgın, sınır tanımaz, Allah yerine kendisine tapılan, zalim, firavun ruhlu, şeytani varlık olarak nitelendirirlermiş.
Tağut, Kur’ana göre daima akıl ve ruh sahibi varlıktan yani insandan olur.

Tuğyan: isyan ve günahta sınır tanımayacak kadar ileri gitmektir. Tuğyan yani isyan insanın ruhunda vardır zaten…

Kur’an da ki temel ilke, hoşgörü ve sevgidir. Allah’ı seveceksin ki yarattıklarını sevebilesin, hoşgörülü ve tevazu sahibi olacaksın ki adaletli olabilesin, Kur’an üstüne basa basa bunu söylüyor bize, bütün uygarlık ve saltanatların çöküşü, hep  azgınlık yüzünden olmuştur.Her çöküş maddeye ve ondan kaynaklanan değerlere tapmanın neticesidir.Mülk ve saltanata uşaklıktan geçer yolu…Kısaca Kur’an diyor ki,Tağut’a isyan etmezsen şirk senin kaderin olur!
Firavunları da onlara isyan etmeyip itaat (biat) edenler yaratmadı mı? Zalimlere uşaklık, pasif zalimliktir. Küçük çıkarlar ve gizli imansızlık yüzünden zulme dolaylı destek vermek olur. Bu da Allah’ı üzer ve öfkelendirir. İntikamına sebeb olur.

’’Zalimlere itaat, Allah’ı öfkelendiren tek kötülüktür.’’  Hud suresi/59.Ayet

6-HALİFELİK KURUMU ; DİN ADINA GİYDİRİLEN DOKUNULMAZLIK ZIRHI

Peygamberin vasiyetine uymayıp kaldırılmayan bu tağut’i kurum,aksine din zırhı giydirilerek dokunulmaz kılındı…Şirk bataklığının en uygun coğrafyalarından biridir bu kurum!Bu halifelere,sultanlara,padişahlara,şehinşah veya padişahlar padişahı diyenler peygambere imanında ne kadar samimidirler sizce? Bu Allah’ı da üzmez mi sizce?

İşte,bu dokunulmazlık zırhına bürünen tağut’lara dokunmak, Gazi M.Kemal’e nasip oldu yakın tarihte.Saltanat dinciliği ve emperyalist destekçileri devreye girerek,Mustafa Kemali din dışı ilan etmekte buldular çareyi, zaten o da bu riski göze alarak dokunmuştu bu tağut’lara…Eski tağutizm hasreti çeken saltanat dincisi müşrikler, onu tümden yok etmek için hala uğraşmaktadırlar? Atatürk Kur’an’ı hakikaten iyi özümsemiş bir insan lider ve iyi bir Müslüman bence!

7-EVLİYACILIK ; ALLAH’A VARDIRICI VASITALAR ARAMA YOLU

Bu veliler edinme yoluda bir tür yedek ilah,yarı ilah destekçi arayışıdır! En büyük şirk tuzaklarından,tehlikelerinden biridir!Bu da diğer şirk türleri gibi Allah’a götürmede vasıta yapılan insan veya şeytandan üretilmiş bir tür ‘’şirk panteonu’’dur.
Allah’ın da Kur’an da dedeği gibi,Allah’a vardırıcı,Allah’a yaklaştırıcı,şefaatçi,aracı her şey herkes müşriktir!

8-ŞER VE ŞİRK KODAMANLARINA İTAAT ; EFENDİ’LERE BİAT ETMEK?

Kur’an’a göre bu şer ve şirk öncüleri,sapıklık öncüleri,reisler bir biçimde size küfrü telkin edip onu süslü püslü gösterirler.Bu kodaman efendiler kendilerine itaat eden cahiller buldukça palazlanır,yücelir,ilahlaşırlar?
Yani bu tipleri üretenler bunlara itaat (biat) edenlerin ta kendisidir!

Ben size kısaca yaşadığım bir deneyimimi anlatayım;Bundan çok uzun seneler evvel,gençlik ve toyluk zamanlarımda (yaklaşık 27 sene önce) bir vesile ile İstanbul’da (cemaat evi olduğunu sonradan öğrendiğim?) bir öğrenci evinde kaldım.Bu evde kaldığım 7-8 ay boyunca,din adına öyle rezilliklere (yukarda anlatılanların çoğuna) şahit oldum ki,neredeyse dinden soğuyacaktım diyebilirim,ama Allah yardım etti ve ben o efendilere itaat etmedim,hep yapılan yanlışlara karşı çıktım!Bu efendilerin çıraklarından birisi de benim yakın bir akrabamdı…

Evde kalan üniversite öğrencilerinin (özellikle hukuk fakültesi öğrencileri) hem de İ.Ü hukuk fakültesi,boru değil,kafalı çocuklar yani,işte ben bunların Mersinli Ahmet hoca dedikleri rezil bir ademin karşısında el pençe divan durduklarına,ağzının içine baktıklarına şahit oldum…Öyle bir sistemli beyin yıkama işlemi yapılıyordu ki o evde,ben bile Müslümanlığımdan utandım.Kendim ayrıldım ordan ama kardeşim bir müddet daha kaldı ve iyice zehirlendi orda, bugün bile o zehir’in etkilerini taşıdığına inanıyorum…

Bugüne özetle; gönül rahatlığı ile şunu söyleyebilirim, bu şer ve şirk kodamanlarına itaat (biat) edip, beşer islam’ının kalesi olan şirk panteonu’nun yalancı şifacı ve de aklı sıra iman sağaltıcı mabut kapılarında şirk virüsünü kapıp, zaten bir parçacık olan saf imanımı da sonsuza dek mahvetmektense, Kur’an İslam’ına göre samimiyetle günah işleyip Allah’ın önünde boyun bükmeyi yeğlerim ki; en azından ümit ve bekleyiş kapım açık olur!
 
Öyledir diye düşünüyor ve ümit ediyorum…
 
Naçizane…sevgi dileklerimle… 
 
Murat TEKİNEŞ
07/10/2015

Yorumlar - Yorum Yaz